17 Ocak 2012 Salı

Bir Pazar Sabahı..

Bugün havanın dayanılmaz cazibesine kapılıp kendimizi ailecek dışarı attık.Güneş toplamaya gitme kararımızı Dora aldı ve bu demekti ki işlerimizi halledip sahildeki parka gidecektik. Park macerası daha sınırlarına varmadan,ağaçların arasından gözüken kaydırağın kenarı,çocuk ve kuş cıvıltıları arasında iki porselen görünümlü eşek ve kuşun en en renkli kısımları başlıyordu.Dora'dan hooop! hoopp! diye sesler salıncağı görene kadar yoktu ama ayak hareketleri aynı şeyi söylemiyordu.Salıncaklarda alanda gözükünce hem ayaklar tempoyla yukarı aşağı hem de hoop! hoop! hooop! demeler büyük bir  arzu ile başlamıştı.Kendi arabsından inmek için sabırsızlanan Dorayı babası bir çırpıda kucağına alıverdi ve ik önce porselen çaydanlık görünümlü kuşa bindirdik ama Dora'nın aklı salıncaktaydı ve kuştan hiç keyif almamıştı. O an ondan keyif alacak tek kişi bendim .Kızım sen git salıncağa ben şununla eğleneyim azıcık demeyi istiyordum :) Kendimizi salıncakta bulmamız çok sürmedi ve babamız sallama görevini üstlendiği için , Doranın annesi başladı gözlem sürecine.
 Etrafımdaki anne ve babalara çoocuklara bakıp ufaktan değerlendirmelere varıyordum.Bir çok kere şaşırıp bir çok kere üzüldüm.Aslında park anne baba gözlem yuvasıydı o an benim gözümde.Örneğin;bir annenin yaklaşık 4 yaşındaki kızını azarlarken ve üzerindeki kazağı pantolunun içine sokmaya çalışırken,gözünü yanındaki annenin anlattıklarından alamıyordu.3 tane anne bir araya gelmiş koyu muhabbetin içindeydiler anlaşılan ve etrafındaki çocuklarının biri salıncakta,biri kaydırak tepesinde,biri paçasının dibinde dolanmaktaydı.Azarlayan anneye dönüyorum ;dışarıda hiç tahammül edemediğim bir model.Kalabalığın içinde,başka çocuklarının yanında ,kendi çocuğunu azarlayan kızan bağıran çağıran itici model.Kimbilir evde bu yavruya neler diyordur demekten kendimi alamıyordum ,yoksa melek gibi bir anne ama parkta mı bu uyuz rolü üstlenmişti kendine bilemiyorum.Her şeyin bir oluru vardı ve ses tonunu ayaralamaktan kendini kontrol edememkten yoksun bir anne şekliyle karşı karşıya kalmıştım.Bu arada bizim kız salıncakta sallanmaya hoop hoop demeye devam ediyor, babası da onu uçuruyordu .Bende ayakta durmayayım bari dedim bankta oturup izlemek daha iyi olucaktı  yavrumu.El sallayıp duruyordu uzaklaşan annesine meleğim.Sol tarafımdaki azarlayan anne kısmı için dayanılmaz bir gıcık olma halindeydim ki 6 yaşlarındaki bir erkek çocuğu o gruptaki kadınlardan birini seslendi:'anneee hadi beni sallaa!'Kadının ne dediğini duyduğunuzda eminim benim kadar siz de çok şaşıracaksınız.'kendi işini kendin gör!' Tabi anne haklı,9 ay karnında taşı,doğur ,emzir ,giydir,yıka pakla,büyüt,yürüsün koşsun parka getir.Yok artık yetmedi bi de salla,oğlum pes!Onu da sen hallet bi zahmet.Ben duyduklarıma inanamamıştım,en çok da çocuğa üzüldüm. Zaten olan çocuklara oluyor.Kadın sohbetin tadından yenmiyecek kısmından vazgeçemiyordu çocuk parkında bildiğiniz altın günü düzenlemişlerdi. O kadın elindeki poşetler ve çantasıyla oğlunun yanına geldi salıncağa doğru,çocuk:'Anne pşetleri bıraksaydın banka beni sallamayıcakmısın ?' diye sorduğunda kadının yüzündeki ifadeyi  mimiklerini burnundaki beni bir daha asla görmek istemedim.Gözüm bir taraftan kızım ve eşimdeyken,bir taraftan da bu korkunç mazaraya karşısında  şaşkınlıktan ve öfkeden kalakalmıştım.Eminim her gün o parkta  buna benzer olaylar  oluyordu  ve siz her tip anne modelini görme şansını ve şanssızlığını yakalıyordunuz.
Ve bir baba örneği,bizim yan tarafımızda 4 yaşlarında oğlunu salıncakta sallayan baba,çocuğuna aynı zamanda gülümseyerek,sevgiyle keyif alarak, sayı saymayı öğretiyordu.1,2,3,4,5...diyerek bir taraftan da Dorayı hareket geçirmişti bu sayı sayma durumu:) birr ,igiii,bes,gogus,onn.. sayarak mutlu oluyordu bebeğim, eşlik etmek onu sevindirmişti.
 ilgili bir baba,ilgisiz 3 anne modeline bu sabah şahitlik ettim. Tabi kendi babamıza haksızlık etmeyelim.Anne olarak bankta oturup güneşin ve denizin keyfini çıkaran ve etrafını izleyen bendim,kızıyla konuşan onu sallayan ,onunla ilgilenen babamızdı. O halde 2 ilgili baba ve 3 ilgisiz anne modelini incelemiş oldum.
Kendi yavrusuna cevap vermek,ilgilenmek,ona gülümsemek,onun söylediklerini ciddiye almak,beraber oyun oymamanın, keyifli çığlıklar atmanın tadına varmak çok mu zor ?

Sevgiler....

2 yorum:

Selcan Yıldırıcı dedi ki...

İnsanların neden kavga ettiğini ve neden hırçın davrandığını uzun süre ben de anlayamadım. Olayın özü ise basitmiş; iç huzurunu yaklayamamış olanlar ve an'daki mutluluğun keyfini alamayanlar. Gerçekten de içinde bulunduğun an'ın keyfini almak önemli.Bunu abartıp beraberindekileri unutman ise ancak tek taraflı bir mutluluk veriyor. Bu yüzden içinde bulunduğun an'a beraberindekileri de katabilmek asıl maharet diye düşünüyorum. Yapabilenler keyfini bilirler. Mutlu ol ve mutlu et. Hayatın ana prensibi.Sevgilerimle.

Sinem Şimşek dedi ki...

Ne kadar basit aslında öyle değil mi dediğiniz gibi anı'ı yaşa,mutlu ol ve mutlu et ..ama malesef bazı insanlar bundan bi haberler..yorum için çok teşekkürler bende de sevgiler<3